TRANSFORMAL NEFES®

Transformal Nefes®, mükemmel bir kendi kendini iyileştirme sistemidir. Araç olarak ise sadece “bilinçli nefes” almayı kullanır. Dolayısıyla son derece doğaldır. Kişinin sağlığını, iç huzurunu ve yaşam sevincini artırır. Her tür travmayı doğal bir şekilde şifalayarak, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal durumunu iyileştirir ve optimal sağlığa kavuşmasını sağlar.
Body

Bedensel Sağlık

Nefes almanın fiziksel sağlığımız üzerindeki etkisinin gerçekten farkında mıyız? Yemek yemeden 30 gün, su içmeden 3 gün ama nefes almadan sadece 3 dk. hayatta kalabiliriz. Bu demek oluyor ki, Nefes, bizim en önemli ana yaşam kaynağımız. O zaman kendimize bir soralım; gerçekten yeteri kadar nefes alıyor muyuz? Ne yazık ki hayır…

Amerika’da yapılan araştırmalar, insanların %90’ının, solunum kapasitelerini sadece %30 oranında kullandığını gösteriyor. Yani aslında, ölmeyecek kadar az nefes alıyoruz. Nefes eşittir Yaşam ise, “Nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz” diyebiliriz. Dolayısıyla da az nefes alıyorsak az yaşıyoruz.

Daha fazla nefes almanın fiziksel sağlığımız üzerindeki etkilerinden bazıları;

Hücrelerimizdeki oksijen oranını artırır
Enerjimizi yükseltir
Kan dolaşımını düzenler
Bedenimizde akan enerjiyi dengeler
Bağımlılıklardan kurtulmaya yardımcı olur
Solunum rahatsızlıklarına iyi gelir
Stres düzeyinin azaltılmasında faydalıdır
Baş ağrısıdan kurtulmaya yardımcı olur
Halsizlik ve uykudan yorgun kalkma durumlarını giderir
Psikosomatik, anaerobik hastalıklar ve pek çok rahatsızlığın şifalanmasında etkilidir. 

Mental

Duygusal ve Zihinsel Denge

Sağlıklı bir bebeğin nasıl nefes aldığını hiç gözlemlediniz mi? Mükemmel nefes alırlar. Tam bir dalga formu ile, karınları durmaksızın inip kalkar. Nefes alıp vermedikleri hiçbir an yoktur. Yaşama nefesleri ile sımsıkı bağlıdırlar… Bizler de bebekken aynen böyle nefes alıyorduk. Peki, aradan geçen bu süre zarfında ne oldu da, bu mükemmel nefes alışkanlığımız bozuldu ve şimdiki haline dönüştü? Bu sorunun cevabına geçmeden önce,  zihinsel ve duygusal durumumuz ile nefesimiz arasındaki bağlantıyı net olarak anlamalıyız.

Korktuğumuzda yada ani bir heyecan yaşadığımızda ne yaparız? Çoğumuz o an bunu farketmese de, açığa çıkan bu olumsuz duyguyu bastırmak için ilk önce nefesimizi tutarız. Her duygunun bedende bir yeri vardır. Herhangi bir duyguyu yoğun olarak yaşadığımızda, fiziksel duyumlarımızı gözlemlersek, o duygunun nerede olduğunu kolaylıkla fark edebiliriz.

Zaman içinde, nefesimizi tutarak bastırdığımız bu duygular, solunum kapasitemizi her geçen gün daha da sığlaştırır ve dairesel döngüsünü bozar. Nefes ile bedende sıkışıp kalan bu duygusal blokajlar nefes ile temizlenir ve yaşam enerjisinin bedende yeniden rahatça akması sağlanır. Ve böylece, çocukluk zamanımızda bıraktığımız, o nedensiz neşe ve coşkuya yeniden kavuşuruz.

Açık bir nefesin, günlük yaşam kalitemizi artıran faydalarından bazıları;

Stres ve endişeler azalır
Neşe ve coşku artar
Geçmiş travma ve dramalar temizlenir
Depresyon ve negatif duyguları serbest bırakılır
Kendi kendini sabote kalıpları farkedilir
Özgüven artar

Soul

Ruhsal Bağlantı

Ruh anlamına gelen “Spirit” kelimesinin kökü, Latince’de Spiritus, yani “Nefes” demektir. Kutsal kitaplar,  Tanrı’nın kendi nefesinden ruhumuzu bize üflediğini yazar.  Dolayısıyla, Nefes bizim tüm boyutlardaki yansımalarımız arasında birliği sağlayan muhteşem bir bağdır.

Hepimiz birbirimize nefesimizle bağlıyız. Bizi birbirimizden ayrı olduğumuzu düşündüren, duygusal ve zihinsel blokajlar temizlenip, kısıtlanmış nefesimiz açıldıkta, arınan nefeslerimizle kurduğumuz bu bağlantı daha da güçlenir. O zamana kadar ayrılık illüzyonunu gerçek sanan bilincimiz, mükemmel bir birlik bilincine yükselir. Gerçekte kim olduğumuza dair farkındalığımız genişler. Ve bu dünyadaki fiziksel yansımalarımıza farklı bir bakış açısından bakmaya başlarız. Bu da bizim yaşamdaki deneyimlerimizi tamamen değiştirir.

Ayrılık illüzyonunda yaşarken, içinde bulunduğumuz pek çok duruma içsel olarak direnir ve onları yanlış, kötü, hastalıklı, olmaması gereken vs. diye etiketleriz. Halbuki aynı durumlara, birlik bilinci ile bakıldığında, onlardaki mükemmelliği görürüz. İçsel direncimiz yerini teslimiyete bırakır. İşte o zaman gözümüzün önündeki perde kalkar, kendimizi ruhsal hediyelere ve rehberliğe açarız.

Nefeslerimiz arındıkça, deneyimimize girecek daha yüksek olasılıklardan bazıları;

Meditasyonumuz derinleşir
Kutsal kaynağımızla olan bağlantımız güçlenir
Farkındalığımız genişler, bilinç seviyemiz yükselir
Ruhsal hediyelere kendimizi açarız
Yüksek benliğimizden gelen rehberliğe kendimizi açarız
Sevgi ve neşe yaşantımızda daha fazla ifade bulur
Yüksek bilince açılıp, ruhsal birlik ve bütünlük ile, koşulsuz sevgiyi deneyimleriz.

Bedensel Sağlık

Nefes almanın fiziksel sağlığımız üzerindeki etkisinin gerçekten farkında mıyız? Yemek yemeden 30 gün, su içmeden 3 gün ama nefes almadan sadece 3 dk. hayatta kalabiliriz. Bu demek oluyor ki, Nefes, bizim en önemli ana yaşam kaynağımız. O zaman kendimize bir soralım; gerçekten yeteri kadar nefes alıyor muyuz? Ne yazık ki hayır…

Amerika’da yapılan araştırmalar, insanların %90’ının, solunum kapasitelerini sadece %30 oranında kullandığını gösteriyor. Yani aslında, ölmeyecek kadar az nefes alıyoruz. Nefes eşittir Yaşam ise, “Nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz” diyebiliriz. Dolayısıyla da az nefes alıyorsak az yaşıyoruz.

Daha fazla nefes almanın fiziksel sağlığımız üzerindeki etkilerinden bazıları;

Hücrelerimizdeki oksijen oranını artırır
Enerjimizi yükseltir
Kan dolaşımını düzenler
Bedenimizde akan enerjiyi dengeler
Bağımlılıklardan kurtulmaya yardımcı olur
Solunum rahatsızlıklarına iyi gelir
Stres düzeyinin azaltılmasında faydalıdır
Baş ağrısıdan kurtulmaya yardımcı olur
Halsizlik ve uykudan yorgun kalkma durumlarını giderir
Psikosomatik, anaerobik hastalıklar ve pek çok rahatsızlığın şifalanmasında etkilidir. 

Duygusal ve Zihinsel Denge

Sağlıklı bir bebeğin nasıl nefes aldığını hiç gözlemlediniz mi? Mükemmel nefes alırlar. Tam bir dalga formu ile, karınları durmaksızın inip kalkar. Nefes alıp vermedikleri hiçbir an yoktur. Yaşama nefesleri ile sımsıkı bağlıdırlar… Bizler de bebekken aynen böyle nefes alıyorduk. Peki, aradan geçen bu süre zarfında ne oldu da, bu mükemmel nefes alışkanlığımız bozuldu ve şimdiki haline dönüştü? Bu sorunun cevabına geçmeden önce,  zihinsel ve duygusal durumumuz ile nefesimiz arasındaki bağlantıyı net olarak anlamalıyız.

Korktuğumuzda yada ani bir heyecan yaşadığımızda ne yaparız? Çoğumuz o an bunu farketmese de, açığa çıkan bu olumsuz duyguyu bastırmak için ilk önce nefesimizi tutarız. Her duygunun bedende bir yeri vardır. Herhangi bir duyguyu yoğun olarak yaşadığımızda, fiziksel duyumlarımızı gözlemlersek, o duygunun nerede olduğunu kolaylıkla fark edebiliriz.

Zaman içinde, nefesimizi tutarak bastırdığımız bu duygular, solunum kapasitemizi her geçen gün daha da sığlaştırır ve dairesel döngüsünü bozar. Nefes ile bedende sıkışıp kalan bu duygusal blokajlar nefes ile temizlenir ve yaşam enerjisinin bedende yeniden rahatça akması sağlanır. Ve böylece, çocukluk zamanımızda bıraktığımız, o nedensiz neşe ve coşkuya yeniden kavuşuruz.

Açık bir nefesin, günlük yaşam kalitemizi artıran faydalarından bazıları;

Stres ve endişeler azalır
Neşe ve coşku artar
Geçmiş travma ve dramalar temizlenir
Depresyon ve negatif duyguları serbest bırakılır
Kendi kendini sabote kalıpları farkedilir
Özgüven artar

Ruhsal Bağlantı

Ruh anlamına gelen “Spirit” kelimesinin kökü, Latince’de Spiritus, yani “Nefes” demektir. Kutsal kitaplar,  Tanrı’nın kendi nefesinden ruhumuzu bize üflediğini yazar.  Dolayısıyla, Nefes bizim tüm boyutlardaki yansımalarımız arasında birliği sağlayan muhteşem bir bağdır.

Hepimiz birbirimize nefesimizle bağlıyız. Bizi birbirimizden ayrı olduğumuzu düşündüren, duygusal ve zihinsel blokajlar temizlenip, kısıtlanmış nefesimiz açıldıkta, arınan nefeslerimizle kurduğumuz bu bağlantı daha da güçlenir. O zamana kadar ayrılık illüzyonunu gerçek sanan bilincimiz, mükemmel bir birlik bilincine yükselir. Gerçekte kim olduğumuza dair farkındalığımız genişler. Ve bu dünyadaki fiziksel yansımalarımıza farklı bir bakış açısından bakmaya başlarız. Bu da bizim yaşamdaki deneyimlerimizi tamamen değiştirir.

Ayrılık illüzyonunda yaşarken, içinde bulunduğumuz pek çok duruma içsel olarak direnir ve onları yanlış, kötü, hastalıklı, olmaması gereken vs. diye etiketleriz. Halbuki aynı durumlara, birlik bilinci ile bakıldığında, onlardaki mükemmelliği görürüz. İçsel direncimiz yerini teslimiyete bırakır. İşte o zaman gözümüzün önündeki perde kalkar, kendimizi ruhsal hediyelere ve rehberliğe açarız.

Nefeslerimiz arındıkça, deneyimimize girecek daha yüksek olasılıklardan bazıları;

Meditasyonumuz derinleşir
Kutsal kaynağımızla olan bağlantımız güçlenir
Farkındalığımız genişler, bilinç seviyemiz yükselir
Ruhsal hediyelere kendimizi açarız
Yüksek benliğimizden gelen rehberliğe kendimizi açarız
Sevgi ve neşe yaşantımızda daha fazla ifade bulur
Yüksek bilince açılıp, ruhsal birlik ve bütünlük ile, koşulsuz sevgiyi deneyimleriz.

JUDITH KRAVITZ

Metafizik doktoru olan Dr. Judith Kravitz,  ilk bilinçli nefesi, 1970’lerin ortasında,  farklı nefes tekniklerini kullanarak deneyimledi. Zaman içinde, daha güçlü, verimli ve kalıcı etki sağlamak üzere, kendi iç rehberliği doğrultusunda, bunları geliştirdi. Ve bugün Transformal Nefes® olarak bilinen nefes tekniğini ortaya koydu. O günden itibaren, 30 yılı aşkın süredir kendini, bu basit ama son derece derin ve etkileyici sistemi milyonlarla paylaşmaya adadı. Ayrıca 8 çocuk annesi olan Judith Kravitz, Transformal Nefes® ile, kişilerin bütünsel sağlığını iyileştirmeye ve bilinçlerini yükseltmeye devam ediyor.

Judith, bu nefes tekniğini geliştirirken, metafizik alanında yaptığı kendi doktora çalışmalarını, Kundalini Yoga, nefes analizi, sesle şifa, beden haritalama ve diğer pek çok şifa tekniğini ve spiritüel yöntemleri bir araya getirdi ve mükemmel bir sentez oluşturdu. Transformal Nefes®, çok güçlü bir kendi kendini iyileştirme yöntemidir. Mevcut diğer nefes tekniklerinin çok ötesinde yaygınlaşarak, onu deneyimleyen milyonlarca kişinin hayatında her geçen gün fark yaratmaya devam etmektedir.

TBF (Transformational Breath Foundation)

Dr. Kravitz’in liderliği ve vizyonu altında kurulan TBF’in (Transformational Breath Foundation) genel merkezi New Hampshire’dadır. 40’dan fazla ülkede , TBF’e bağlı faaliyet gösteren, 300’den fazla eğitmen ve 2000’den fazla nefes koçu, “Transformal Nefes® sistemini, hiçbir ayrımcılık ve sınırlama olmadan, ilgilenen tüm bireylerle ve gruplarla paylaşmak” misyonu doğrultusunda hizmet vermektedir.

Nefes koçu

Pendik nefes koçu

Kartal nefes koçu

Tuzla nefes koçu

Nefes seansı

Pendik nefes seansı

Kartal nefes seansı

Tuzla nefes seansı

Nefes terapisi

Pendik nefes terapisi

Kartal nefes terapisi

Tuzla nefes terapisi

Nefes seansı nasıl yapılır?

Nefes koçu rehberliğinde yapılan seans bir saat sürer. Bunun ilk 45 dakikası boyunca, nefes alınır ve son 15 dakikası ise dinlenme ve rahatlamadır. Seans boyunca, nefes koçu tarafından, duygu beden haritasına göre bası teknikleri, bilinçaltı dilinde olumlama cümleleri ve sesle şifa tekniği (tonlama) uygulanır.

Nefes seansında neler yapılır?

Nefes seans öncesi psiko-spritüel koçluk yapılarak danışan için uygun niyet belirlenir, kişinin niyeti doğrultusunda farkındalık konuşmaları yapılır ve seans sonrasında da paylaşımlar yapılır. Dolayısıyla ortalama toplam seans süresi 2 saattir.

Nefes herkese faydalı olur mu?

Nefes, yüksek bilincin bir aracıdır. Kişinin neye ihtiyacı varsa, neye hazırsa, fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal seviyede mükemmel bir şekilde çalışarak olması gerekeni yerine getirir.

Seanslar hangi sıklıkla yapılmalı?

Bu kişinin tercihlerine kalmış olup, daha önce nefes seansı yapmamış kişiler için nefeslerinin tamamen açılması ve kısıtlı kapasitenin arttırılması için ilk 5-7 seansı kısa aralıklarla almalarını, daha önce 10 dan fazla seans yapmış nefesi açık kişiler için en fazla 1 ay ara vermelerini önermekteyiz.

Diyaframın önemi nedir?

Diyafram her hareketi sayesinde organlarımıza masaj yapar. Kalbin etrafında, onu diyaframa bağlayan kaslar vardır. Böylece kalp, her nefes alış ve verişe bağlıdır. Kalbin sağ tarafı her zaman kirli kan, sol tarafı ise temiz kan taşır. Diyaframın her hareketi, kalbin sağ tarafının dolmasını sağlayan hayati bir fonksiyonu yerine getirir. 

Verdiğimiz kilo nereye gidiyor?

British Medical Journal’da yayınlanan çalışmada 100 yıldır sorulan soruya cevap veriliyor: kilo kaybettiğimizde yağlar nereye gidiyor? Çalışmanın ilk yazarı fizikçi Ruben Meerman, kilo verdiğimizde vücudumuzdaki yağın yüzde 84’ünü nefes olarak verdiğimizi keşfetti. Geri kalan yüzde 16 ise vücuttan sıvı olarak atılıyor.

Nefes günlük stresi azaltır mı?

Washington Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, nefes egzersizleri günlük stresi %37 oranında düşürürken, gece uykusunun stres üzerindeki etkisi sadece %7 oranındadır.

Nefesin ve beyin hücreleri

Aldığımız her nefes, beyin hücrelerinin performansını direkt etkiler. Çünkü nefesle aldığımız oksijenin %25’i beyin tarafından kullanılır. Daha bol NEFES alarak, odaklanma, hızlı düşünme, hafıza, gibi fonksiyonlarımızı çok daha etkin kullanabiliriz!

Sağlıklı bir beden için, NEFES alın!

Vücudumuzdaki toksinlerin %70’si NEFES yoluyla atılır.

Nefes 70%
Ter 20%
İdrar 7%
Dışkı 3%